Annelik tüm toplumlarda ailenin yapı taşı olarak görülen ve kutsiyet atfedilen bir kavramdır. Her ne kadar bu kutsal kavramı yalnızca fizyolojik gerçeklere bağlamak yeterli olmasa da bu derlemede hamilelikte, doğum sırası ve sonrasında hormonların etkisinden bahsedilecektir.
Beyin, henüz hamileyken bebeğin doğumuna ve laktasyon dönemine anne adayını hazırlamaktadır. Bebeği anne rahmindeyken korunması ve gelişmesi için metabolizmanın bebeği besleyecek şekilde değiştirilmesi ya da laktasyon dönemi için yağ depolaması gibi fizyolojik değişimler bu hazırlığa örnek olabilir (Brunton ve Russell, 2008). Hamilelikte gerçekleşen bu fizyolojik değişimlerden biri de endokrin sistemdedir. İnsülin, tiroksin gibi hormonlardaki artışın yanı sıra plasenta tarafından da salgısı artırılan östrojen, progesteron ve HCG (human chorionic gonadotropin – insan koryonik gonadotrpin) hormonları; hamilelikteki östrojen artışına bağlı rinit oluşumu ya da östrojen ve progesteron etkisiyle oluşan bulantı-kusma gibi diğer fizyolojik olayların çoğundan sorumludur (Suresh ve Radfar, 2004).
Hamilelik sürecinin sağlıklı olarak bitmesi yani doğum süresince de etkili bazı hormonlar vardır. Bunlardan birinin oksitosin olduğu düşünülmektedir. Nörohipofizyal olarak salgılanan oksitosin hem rahmin kasılmasını hem de prostaglandin salgılanmasını sağlayarak doğumun düzenlenmesi ve başlatılmasında rol oynar (Blanks ve Thornton, 2003). Bazı araştırmalara göre; oksitosinin doğum sonrasında ise doğum sonu kanamaların önlenmesi, analjezik etki oluşturma, aşırı duyarlılık reaksiyonlarına karşı koruma, doğum sonrası depresyonu azaltma, anne-bebek bağlanmasını artırma ve emzirmede süt çıkışını sağlama gibi görevleri vardır (Monks ve Palanisamy, 2021). Bebeğini gülerken, ağlarken gören, duyan veya bebeğine dokunan annelerde, oksitosin seviyesinin arttığı gözlenmiştir (Leckman, 2011). Emzirme sırasında, oksitosinin bir görevi daha vardır; sütün sentezi, salgılanması, annelik duygusu sağlama gibi etkileri olan prolaktin salgısını artırır (Johnston ve Negro-Vılar, 1988; Freeman ve ark., 2000). Bunlara ek olarak oksitosin, prolaktin ve serotonin hormonları arasında da çoğunlukla çift yönlü ilişki bulunduğunu gösteren araştırmalar mevcuttur. Oksitosin ve serotonin birbirinin; serotonin ise prolaktinin salgılanmasını artırır (Marazziti ve ark., 2012; Mottolese ve ark., 2014; Clemens ve ark., 1977). Ayrıca annelerin çocuklarına karşı güçlü ve devamlı şekilde dopamin salgısının olduğu yönünde bazı çalışmalar vardır (Mileva-Seitz ve Fleming, 2011). Araştırmalar; serotoninin duygusal girdi işleme ve dopaminin beynin ödül sisteminde etkili olan hormonlar olduğunu göstermektedir (Fischer ve Ullsperger, 2017). Annelik duygusu ve davranışının başlatılması ve sürdürülmesi ya da bebeğin bakımını sağlayabilmek için gerekli olan faktörlerden biri olan, bebeğe karşı pozitif duyarlılığın artırılması gibi birçok olayda; görüldüğü üzere hormonal faktör ve dengeler önemli bir yer tutar. Öyle ki babalar da bebekleriyle temas ettiklerinde bazı hormonlarda artış ve bebek bakımının sağlanması gözlenmiştir (Rosenblatt, 2002).
Özetle, annelik sürecinin başlangıcından itibaren anne; bebeğini korumak, beslemek ve büyütmek için bazı fizyolojik değişimler geçirir. Bu değişimlerden çoğunlukla; prolaktin, oksitosin, serotonin ve dopamin gibi hormonlar sorumludur. Bu hormonlar ek olarak; birbirinin salgılanması, beynin ödül sisteminin aktifleşmesi gibi olaylarda rol oynar ve bebeğin gülüşü, ağlayışı ya da temasıyla salgılanmalarını artırırlar.
Annelerimiz, bizim için diğer tüm etmenlerin yanında fizyolojik değişenlere de maruz kalır ve bu maruziyetin göz ardı edilmesi için bir gülüşümüz dahi yeterlidir🙂 . Sevgili anneciğimin ve tüm bu fizyolojik değişikliklere göğüs geren, sebebi hormonlar ya da her ne olursa olsun, bebeğine sonsuz sevgiyle yaklaşan diğer tüm annelerin, Anneler Günü kutlu olsun ❤
Referanslar:
- Blanks, A. M., & Thornton, S. (2003). The role of oxytocin in parturition. BJOG: An International Journal of Obstetrics & Gynaecology, 110, 46-51.
- Brunton, P. J., & Russell, J. A. (2008). The expectant brain: adapting for motherhood. Nature Reviews Neuroscience, 9(1), 11-25.
- Clemens, J. A., Sawyer, B. D., & Cerimele, B. (1977). Further evidence that serotonin is a neurotransmitter involved in the control of prolactin secretion. Endocrinology, 100(3), 692-698.
- Fischer, A. G., & Ullsperger, M. (2017). An update on the role of serotonin and its interplay with dopamine for reward. Frontiers in human neuroscience, 11, 484.
- Freeman, M. E., Kanyicska, B., Lerant, A., & Nagy, G. (2000). Prolactin: structure, function, and regulation of secretion. Physiological reviews.
- Johnston, C. A., & Negro-Vılar, A. (1988). Role of oxytocin on prolactin secretion during proestrus and in different physiological or pharmacological paradigms. Endocrinology, 122(1), 341-350.
- Leckman, J. F. (2011). Variations in maternal behavior—Oxytocin and reward pathways—Peripheral measures matter?!. Neuropsychopharmacology, 36(13), 2587-2588.
- Marazziti, D., Baroni, S., Giannaccini, G., Betti, L., Massimetti, G., Carmassi, C., & Catena-Dell’Osso, M. (2012). A link between oxytocin and serotonin in humans: supporting evidence from peripheral markers. European Neuropsychopharmacology, 22(8), 578-583.
- Mileva-Seitz, V., & Fleming, A. S. (2011). How mothers are born: A psychobiological analysis of mothering. Biosocial foundations of family processes, 3-34.
- Monks, D. T., & Palanisamy, A. (2021). Oxytocin: at birth and beyond. A systematic review of the long‐term effects of peripartum oxytocin. Anaesthesia, 76(11), 1526-1537.
- Mottolese, R., Redouté, J., Costes, N., Le Bars, D., & Sirigu, A. (2014). Switching brain serotonin with oxytocin. Proceedings of the National Academy of Sciences, 111(23), 8637-8642.
- Rosenblatt, J. S. (2002). Hormonal bases of parenting in mammals. Handbook of parenting, 2, 31-60.
- Suresh, L., & Radfar, L. (2004). Pregnancy and lactation. Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology, Oral Radiology, and Endodontology, 97(6), 672-682.