“Unutma, Mutlu Bir Hayat Çok Az Şeye Bağlıdır” eseri üzerine…
Bugün size binlerce yıldır insanların cevabını aradığı o soruyla geldim: Nasıl mutlu oluruz?
Marcus Aurelius, Roma İmparatorluğu’nun altın çağının temsilcisi bir imparator. Stoacı bir filozof… Bir devlet lideri olarak yalnızca stratejik zekasıyla değil, felsefi dehasıyla da öne çıkan bir isim. Yaşamı boyunca düşünceleriyle insanları etkilemiş ve ‘Kendime Düşünceler’ adıyla bir eser ortaya koymuştur. Eserinde ‘Sen’ diye hitap ettiği de yine kendisinden başkası değildir.
‘Kendime Düşünceler’ kitabında Aurelius’un üzerinde en çok durduğu konulardan biri ölümdür.
“Ölümlü bir dünyada yaşarken ‘iyi insan’ olmak dışında başka ne seçeneğimiz olabilir ki? Mademki öleceğiz, o halde insan gibi, insana yakışır biçimde, hiçbir şeyin kölesi olmadan, gösterişten, şan ve şöhretten uzak, ölüm gerçekliğini unutmadan, yaşamı onurlandırarak bir hayat sürebilmiş olmak gerekir.”
Aurelius ve bu yüzden de basitçe yaşamayı savunur.
Aurelius’un temel prensibinin basit yaşam olduğunu söyleyebiliriz. Her şeyin ölümle sonuçlanacağını ve geçici olduğunu kabul etmeli ve ona göre yaşamalıyız. Yaşamın döngüsü içinde bizim de zamanla (her ne kadar üzücü olsa da) unutulacağımızı bilmeli ve bu dünyadan sakince gelip geçmeliyiz.
‘Hayatımız düşüncelerimizin bir sonucudur.’ der Aurelius. Çünkü ona göre insan aklı çok kıymetlidir ve her ne düşünürsek onu var ederiz.
“Seni üzen bütün derinliksiz, boş olaylardan ve durumlardan hemen kurtulabilirsin. Buna yetecek kadar güce sahipsin. Seni üzen her şey zihnindeki yargılarından ve yorumlarından ibaret sadece…” diyor. Yani eğer istemediğiniz bir durumla karşı karşıya kalırsanız o durumu zincirlemekten ziyade o duruma neden olan düşünce biçiminizi değiştirmeniz gerekir. Çünkü Aurelius, bütün eylemleri zihindeki düşüncelerin birer yansıması olarak kabul eder.