Yeni üyelere özel fırsatlardan yararlanmak ve tüm içeriklere erişim için bugün kayıt olun! Kayıt ol>

Dr. Ecz. Nazlı Şencan / Eczacılık, Sosyal Bir Bilim Midir?

Dr. Eczacı Nazlı Şencan:

1986 TED Ankara Koleji ve 1991 Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezun olmuştur.  İlaç sanayiinde pazarlama, ruhsat ve ihracat departmanlarda 5 yıl çalıştı (ERP, Adeka, İE Ulagay, Bilim). 5 yıl kendi eczanesini işletmiştir. 2004-2015 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde tam zamanlı görev almıştır. 2016 yılında Acıbadem ailesine katılmıştır. İkinci doktora çalışması “Kültürel Antropoloji” alanındadır. Cinsiyet, göç ve sağlık konularına ilgi duymaktadır. Eczacılık mesleğinin sosyal, yönetsel, eğitim ve hizmet alanlarına yönelik süreçler ile yakından ilgilenen Nazlı Şencan, ilaç, eczacı, eczane ve eczacılık hizmetlerinin yönetimine ilişkin konularda iletişim kurmakta, ders almakta, ders vermekte, projelerde çalışmaktadır. Prof.Dr. Gülbin Özçelikay ile birlikte editörlüğünü yaptığı bir uzmanlık kitabı (Eczacılık İşletmeciliği) bulunmaktadır. 

Shefacı TV kanalı vasıtası ile eczacılık işletmeciliği alanında şifa olabilmeyi hedefleyen “Eczacılar Arasında” programında eczacılıkla ilgili önemli çalışmalar yürüten meslektaşlarının mesleki deneyimlerini paylaşmaya çalışmaktadır. 

Eczacılık, Sosyal Bir Bilim Midir?

Son dönemde değişen sağlık alanları bağlamında beşeri ve sosyal bilimlerin eczacılık pratiğinin dönüşümüne / gelişimine katkısı tartışılmaktadır / konuşulmaktadır. Sağlık sistemlerinin farklı organizasyonları üniversitedeki ders çeşitliliği ile birleştiğinde, beşeri ve sosyal bilimlerin farklı ülkelerdeki farmasötik uygulamalara az ya da çok katkıda bulunduğu gösterilmektedir. Eczacıların statüsü ve rolü de bunda rol oynamaktadır. Bununla birlikte, eczacıların mesleki rolüne ilişkin bilgi eksikliği, bazı ülkelerde insan ve sosyal bilimlerin etkisinin yorumlanmasını ve tespit edilmesini zorlaştırabilir. Bununla birlikte, beşeri ve sosyal bilimlerin farmasötik uygulama ve eğitime katkısı, halk sağlığı ve sağlığın teşviki ile ilgili yeni misyonlar kapsamında bu mesleğin stratejik gelişimi açısından anahtardır. Örneğin, eczacıların hastaya karşı nasıl davranacakları ve hastayla nasıl bir ilişki kuracakları konusunda bilgi oluşturmaları ve yeterlilikler geliştirmeleri gerekir; bu da onların yaşam ekosistemleri içinde insan sağlığına biyomedikal bir sağlık yaklaşımından bütünsel ve sistemik bir yaklaşıma geçmeleri anlamına gelir. Bu, eğitimi teknik ve özel becerilerle sınırlandırmayı değil, iletişim, danışmanlık ve ortaklık becerilerini entegre etmeyi gerektirir. Beşeri ve sosyal bilimler, sağlığın teşviki ve geliştirilmesi alanına büyük ve incelikli katkılar sunmaktadır. 

Beşeri ve sosyal bilimler, hastaların ihtiyaçlarını kapsayıp dikkate alırken yeni sağlık reformlarının ele alınmasına ve bunlara yanıt verilmesine de katkıda bulunabilir. Daha etkili hastalık yönetimi, sağlık belirleyicilerinin dikkate alındığı anlamına gelir. Hastalar, sağlıkla ilgili meslekler söz konusu olduğunda profesyonel kimlikte belirli derecelerde değişiklik dayatan ve müfredata ve pedagojik duruşlara entegre edilmesi gereken bakımın merkezindeki insan olarak görülür. Bu noktada, acil olan mesele, beşeri ve bilimlerle ilgili farklı yetkinlikleri içerip içermemek değil, diğer sağlık mesleklerinde belirtildiği gibi, eczacılık uygulamaları için hangi yetkinliklerin anahtar olduğu olabilir. Kültürel farklılıklar konusunda farkındalık yaratmak, multidisipliner ekiplerde çalışmayı öğrenmek veya iletişim modlarını uyarlamak için sağlık çalışanlarının ilk eğitimlerine beşeri ve sosyal bilimler entegre edilmelidir. Lisans ve lisansüstü eğitim ve sürekli eğitim sırasındaki bu tür bir entegrasyon, daha sonra mesleki uygulamalarda deneyimlenen bazı dirençlerin dengelenmesine katkıda bulunabilir.

Beşeri ve sosyal bilimlerin eğitime entegrasyonunun, farklı halk sağlığı öncelikleri belirleyen gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında çok farklı olduğunu vurgulamaktadır. Gerçekten de gelişmekte olan ülkelerde, profesyonel eğitimin kalitesi kadar ilaç devresinin güvenliği de bir önceliktir. Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa’da eczacıların çalışmaları profesyonel uygulamanın kalitesine odaklanmıştır. Bununla birlikte, ABD beşeri ve sosyal bilimleri üniversite müfredatına sokmada ve eğitimin verimliliğini artırmak amacıyla bu tür müfredatların değerlendirilmesinde çok ilerideyken, Avrupa ülkeleri hala beşeri ve sosyal bilimleri başlangıç ​​programlarına entegre etmeye çalışıyorlar. ABD büyük bir etnik ve kültürel çeşitlilik sergilemektedir, bu nedenle doğal olarak insan ve toplum bilimlerine olan ilgiyi ve bu süreçte ortaya çıkabilecek zorlukları da sorgulamaktadır. Potansiyel engeller ve zorluklar arasında, bu tür yeni paradigmaların faydalarını değerlendirmenin zorluğunun kilit bir konu olduğunu savunuyoruz. 

 

Klinik eczacılık, beşeri ve sosyal bilimlere entegre edilebilecek bir disiplin haline gelirse, hem hastalar hem de toplum tarafından zor ekonomik bağlamda ifade edilen bir ihtiyaca cevap verir. Eczacılık mesleğinin ne olduğu ve nasıl geliştiği konusunda ülkeler arasında büyük farklılıklar olsa da, eczacılık uygulaması büyük değişikliklerden geçmektedir. Bununla birlikte, ilaçtan ziyade hastaya dayalı kişiselleştirilmiş bir yaklaşım için eczacıların etik ve sağlık eğitimi konusunda daha geniş bir eğitim almaları gerekmektedir. Burada sağlık profesyonelleri arasındaki işbirliği çok önemlidir. Beşeri ve sosyal bilimler, farmasötik faaliyetlerinin gelişimine katkıda bulunur.

  • Tarih : 08/06/2022
  • Saat : 20:30 - 22:30 (Europe/Istanbul)
Bilet Mevcut Değil!!

Benzer etkinlikler