Merhabalar sevgili takipçilerimiz. Çok değerli hocamız Eczacı Emin Talip Önal’ın ‘Eczacı Farkıyla’ Youtube kanalında paylaştığı ‘Aşılar: Antikor ve Antijen Nedir?’ adlı videosundan derlemiş olduğum bilgileri paylaştığım yeni yazım sizlerle. Keyifli okumalar diliyorum.
Aşılar; virüs, bakteri vb. mikropların hastalık yapma yeteneklerinden arındırılarak veya bu mikropların salgıladığı toksinlerin etkilerinin ortadan kaldırılması suretiyle geliştirilen biyolojik maddelerdir. Esasında hem sağlam hem de riskli gruplara uygulanan aşılar insanları patojen dediğimiz zararlı mikroorganizmaların sebep olduğu hastalıklar ve bu hastalıkların sonuçlarından korumak amacıyla kullanılır. En etkin bağışıklama yöntemi olarak görülen aşılama, halk sağlığını koruma bakımından çok önemli bir yere sahiptir.
Farklı teknikler ve teknolojilerle hazırlanan çeşitli aşı tipleri vardır. Bunlara hastalık etkeninin zayıflatılarak hazırlandığı canlı aşılar, özellikle Covid-19’la beraber hayatımıza dâhil olan virüsün genetik kodlarının enjekte edildiği mRNA aşıları, mikroorganizmanın tamamen etkisiz hale getirildiği ölü aşılar örnek verilebilir. Burada özellikle canlı aşıların bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda uygulanmaması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Hangi aşı türü olursa olsun aşıların uygulanış amacı hastalığa yol açan organizmanın vücuda tanıtılmasıdır.
Şimdi gelin hep beraber aşıların etki ettiği bağışıklık sistemimiz nasıl işliyor, bu sistemin temel mekanizmaları nedir inceleyelim;
Vücudumuz kendisine zarar vermeyen mikrop ya da toksinleri tanır ve onlara karşı ilk başta bir savunma yöntemi geliştirir. Hafızaya aldığı bilgiler sayesinde gerçek mikropla karşılaştığında ise onunla mücadele eder ve kişinin hastalığa yakalanmasını önler. Böylece vücut artık o hastalığa karşı bağışıklık kazanmıştır.
Peki, bağışıklık sistemi vücudumuzu bu hastalık etkenlerine karşı nasıl koruyor? Bunu anlamak için öncelikle ‘antikor’ ve ‘antijen’ kavramlarını incelememiz gerekmektedir.
Antikor, doğada bulunan maddelerin veya canlılara ait hücrelerin üzerinde bulunan ve vücuda girdikten sonra özgün tepkiye yol açan antijen ismini verdiğimiz biyolojik maddelere karşı üretilen moleküllerdir. Vücudumuzda üretilen her bir antikor antijene özeldir. Bu bağlamda doğada var olan her biyolojik maddeye karşı antikor üretebilme potansiyelimiz vardır.
Antikor üretimi çok çeşitli bağışıklık hücreleri ve mekanizmalar tarafından düzenlenen karmaşık bir süreçtir. Bu sürece kısaca göz atacak olursak bebeklikten gelişim evresine kadar olan süreçte bağışıklık sistemimiz vücudumuzdaki antijenleri tanır fakat bunlara karşı antikor geliştirmez. Bu aşamadan sonra vücuda giren her yabancı moleküle karşı reaksiyon gösterilir. Öncelikle ön savunma hattımızı oluşturan makrofajlar antijenleri ayrıştırıp lenfositlere sunarlar. Lenfositler de kendilerine sunulan antijenlere özgü antikor üretip bu antijenleri bağlarlar. Böylece antjienler etkisiz hale getirilmiş olur.
Hastalıklarla savaşmamız için bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamız gerektiğini unutmayalım sevgili takipçilerimiz. Umarım okurken keyif almışsınızdır. Değerli hocamız Emin Talip Önal’ a teşekkürlerimi sunuyor ve siz değerli takipçilerimize sağlıklı günler diliyorum.