Yeni üyelere özel fırsatlardan yararlanmak ve tüm içeriklere erişim için bugün kayıt olun! Kayıt ol>

Prana her ne kadar nefesle ilişkilendiriliyor olsa da nefesin daha ötesinde. Prananın özü shakti; shakti hep dişil olarak temsil ediliyor olsa da çok derin seviyede cinsiyetin ötesine geçip cinsiyetten bağımsızlaşıyor ve prana veya chi olarak anılıyor. Bazen prana yerine can demeyi tercih ediyorum.” Yoga terapist Banu Çadırcı, prana shaktinin şifalandıran enerjisini kullanmanın yollarını tarif ediyor.

Prana shakti arttıkça en derindeki şifacı uyanmaya başlıyor ve sadece fiziksel bedende değil zihin ve kalp seviyesinde de iyileşme başlıyor. 

Prana her ne kadar nefesle ilişkilendiriliyor olsa da nefesin daha ötesinde. Prananın özü shakti; shakti hep dişil olarak temsil ediliyor olsa da çok derin seviyede cinsiyetin ötesine geçip cinsiyetten bağımsızlaşıyor ve prana veya chi olarak anılıyor. Bazen prana yerine can demeyi tercih ediyorum. Bu yazıda shakti, prana ve can kavramlarını dönüşümlü olarak kullanacağım. 

Evrende canlı, cansız ne varsa her şeyin kaynağı prana. Shakti evrende farklı form, seviye ve çeşitli ifadelerde var olur. Ram Dass shaktinin farklı formlarını anlatırken çok anlaşılır bir örnek veriyor; ‘Nehri izlerken akış gücünü fark edersin. Baraj sayesinde bu güç elektriğe dönüşür. Bu elektrik sayesinde evler aydınlanır ve internete bağlanırız.’ Hepsi shaktinin farklı yansıması. 

Upanishadlarda, Kausitaki Upanishad,  pranayı şöyle açıklıyor; ’Yaşam Pranadır, Prana yaşamdır. Ölümsüzlük Prana’dır, Prana ölümsüzlüktür. Yaşam soluğu bu bedende kaldığı sürece yaşam var demektir. Prana ile bu dünyada ölümsüzlük kazanılır, akılla da doğru düşünce.’ (1)

Her şeyin özündeki enerji shakti. Prana olmadan nehir akmaz ve beden fonksiyonlarını yerine getiremez. Nefes alıp vermemizi, kalbin atmasını, kasların oluşumunu sağlayan ve nöronları uyaran hep shakti. 

Her birimiz belirli bir miktar prana, canla dünyaya geliyoruz. İşte buraya can daha çok yakışıyor. Anne, doğum esnasında kendi canının bir bölümünü bebeğine verdiği için doğum sonrasında saç dökülmesi veya diş sorunları yaşayabiliyor. Tabii ki prana ile birlikte karma başlıyor.

Yeni doğan bebeğin, canlı ve okyanus kadar derin, gözleri pranasını yansıtır. Yaşla birlikte prana azaldıkça gözlerin feri söner ve prana bitince yaşam biter. Pranası doğuştan yüksek olanlar, neredeyse parıldayan gözleri, kıpır kıpır hareketleri ve canlı enerjileriyle hemen hissedilir. 

Prana sadece aldığımız nefes veya oksijen değil yoksa nefesini uzun süre tutan yogiler yaşamaya devam edemezdi. Prana nefesin akışı yani farkındalıkla ilgili. İstersen pranası en bol olan dağın tepesine gidelim; gerçekten orada değilsek pranayı alamıyoruz.  

Upanisadlarda benim çok sevdiğim Vedik bir hikâye var. Duyular, bir mağarada yaşarken aralarında hangisinin daha önemli olduğuna dair tartışmaya başlamışlar ve en sonunda Brahma’ya gidip sormuşlar. Brahma, ’bu bedeni terk ettiğinde onu en kötü duruma düşüren hanginizse en üstün odur.’ Diye kısa ve bilgece bir cevap vermiş.

Bedeni ilk önce gözler terk etmiş. Bir yıl bekledikten sonra geri geldiğinde sormuş, ‘Bensiz yaşayabildiniz mi?’, ‘Hiç göremeyen bir kör gibi, solukla soluyarak, dille tat alarak, kulakla işiterek, akılla bilerek yaşadık.’ Beden görmeden yaşamaya devam etmiş.

Daha sonra kulaklar terk etmiş. Beden işitmeden yaşamaya devam etmiş. Burun terk edince beden koklamadan yaşamaya devam etmiş. Zihin terk edince beden bilinçsiz yaşamaya devam etmiş. Mağaradan kim ayrılırsa ayrılsın beden yaşamaya devam etmiş. En sonunda prana bedeni terk etmeye kalkışınca beden ölmeye ve bütün her şey enerjisini kaybetmeye başlamış. Hepsi pranayı kalması için ikna ederek onun üstünlüğünü kabul etmiş.

Pranayı hissetmek için avuç içlerini birbirine yaklaştır. Hissedemezsen daha yakın tut. Avuç içlerinin, görünmez bir şey tutuyormuşçasına birbirine çekilmesi hissi shaktinin varlığı. Savasana veya meditasyon esnasında hissettiğin genişleme hâli shaktinin varlığı.  

Shakti çok daha derinde içsel şahit olarak var olur. Dışarıdan kendi bedenine bakma, izleme, şahit olma hâli shakti.

Peki yoga yapmıyorsan shaktiyi nasıl hissedebilirsin? Her ne yapıyorsan gerçekten orada olduğun anlar shakti ya da yağmurda dolaşırken paçana sıçrayan çamuru düşünmeyip yağmur damlalarının yere değince genişleyip bütüne karışıp yayıldığını hissediyorsan bu shakti.  

Prana shaktiyi nasıl arttıralım? 

Belirli bir miktar canla doğuyoruz ve bu canı arttırabiliriz. Şimdi ondan bahsedeceğim.  

Yogi/yogini tanımını yazmanın tam zamanı. Yogi pranayı bedeninde tutabilen kişi demek; yani hiç sızıntı olmadan prana bedende kalıyor. Bunun en uç örneğini verecek olursam; ‘Bir Yoginin Otobiyografisi’ kitabında Paramahansa Yogananda’nın bedeninin, öldükten yirmi gün sonra bile herhangi bir çürüme, küflenme veya kokuşma belirtisi göstermeden ilk günkü gibi kaldığını yazıyor.  Prana bedeni neredeyse canlı tutmaya devam ediyor.

Prana fiziksel bedende değil; nefes ve enerji bedeni pranayama kozada ve nadi adı verilen kanallar içinde akar. Nadiler başka bir yazı konusu olacak. 

Prananın bedende depolandığı yer böbrekler; yani endişe ve korku merkezi. Endişe veya korkuyla yaşadıkça kendi canımızı tüketiyoruz. Stres seviyeni azaltmak için sana iyi gelen bir şey bulmuşsan aynısını yapmaya devam et.

Stres seviyesini azaltmanın yanı sıra kaynağından, doğal satvik gıdalarla beslenmek, negatif iyonun bol olduğu temiz hava solumak, olumlu düşünce ve yogik uygulamalarla sonradan edinilen pranayı arttırabiliyoruz. 

Gelelim yogik uygulamalara; asanalar, nefes çalışması, çakra uygulaması, mantra, meditasyon veya sadece shaktinin uyanmış olduğu biriyle konuşmak bile shaktiyi arttırabilir. 

Pranayama, nefes çalışması, başlıbaşına prana shaktiyi arttırdığı için o da başka bir yazının konusu olacak. 

Shaktinin şifalandıran enerjisini kullanmak

Shaktinin şifalandıran enerjisini ağrıyan yerleri rahatlatmada kullanabilirsin. Her nefes alışta bedende ağrıyan yere doğru nefes alıp genişlediğini imgele ve her nefes verişte ağrının uzaklaştığını izle. Görselleme yaparken zorlanıyorsan ellerini ağrıyan yere koyabilirsin. Ellerindeki prana ağrıyan yeri rahatlatmaya başlar. ‘Öpeyim geçsin’ diye bildiğimiz şey bu.   

Shaktinin şifalandıran enerjisinden, ağrının yanısıra hüzün ve öfke gibi yoğun duyguları dönüştürmek için de yararlanabilirsin. Bunun için her nefes verişte hüznün veya öfkenin dönüştüğünü imgele. 

Cevabını merak ettiğin soruyu shaktiye sorup cevap için bir işaret bekliyorsun. Gelen cevaptan emin değilsen onu da shaktiye teyit ettirebilirsin. Bir zamanlar gece uyumadan evvel, şamanik kitaplardan okuya okuya güç hayvanımı bulmak için çalışma yapıyordum. Bu çalışmalarda bana hep beyaz iri bir köpek yol gösteriyordu. ‘Yanlış mı anladım’ diye düşündüğüm için bunu shaktinin teyit etmesi istedim, ‘güç hayvanım beyaz köpekse yolda karşıma çıksın’ diyerek niyetimi belirledim. Birkaç gün sonra çok soğuk bir günde araba kullanırken beyaz köpek karşıma çıktı. Ben direksiyonda o yolun kenarında resmen bakıştık. İnanılmaz bir andı. Arabayı neredeyse on dakikalık yürüme mesafesine bıraktım. Bir taraftan bari mama alayım biraz daha vakit geçiririz diye aklımdan geçse de hiç emin değildim tekrar göreceğimden. O soğukta çoktan daha kuytu bir yerlere gitmiştir diye düşünüyordum. Bir baktım arkamda bana bakıyor. Shakti sorumun cevabını arka arkaya teyit etmiş oldu. Sen benim gibi inanmazlık etme, gelen cevaba güven. 

Gelelim prananın kaynağına 

Prananın kaynağı atman kime veya neye yayılırsa özünü koruyor.

İlk başta sadece Para Brahman yani tezahür etmemiş zihin var. Yaratma arzusuyla titreşim ve enerji (spandan) ortaya çıkıyor. Bu ilk enerjiye mahaprana, mahashakti diyelim.

Prana ve zihin birbirinden ayrı değil enerji ve zihin bir araya gelince kozmik oyunla (lila) birlikte yaratılış başlıyor. Evrendeki her şey, makrokozmos ve mikrokozmos, ister canlı olsun ister cansız olsun ‘Her şey chitta ve prananın birleşimi’ canlı olan her şey (prani) prana ve zihne haiz.

Shaktinin dönüştüren gücü

Shaktinin şifalandıran enerjisiyle birlikte fiziksel beden, zihin ve kalp seviyesinde farklı katmanlarda titreşmeye başlıyoruz. 

Fiziksel beden seviyesinde artan prana shaktiyle birlikte fiziksel olarak güçleniyoruz; bağışıklık sistemi daha etkin çalışmaya başlıyor ayrıca her seviyede güç ve dayanıklılık artıyor. 

Zihin seviyesinde; farkındalık genişliyor, sezgi artıyor, daha rahat odaklanmaya başladıkça her seviyede yaratıcılık artıyor, yeni algı katmanları açılıyor ve zihin berraklaşıyor. 

Kalp seviyesinde; artan şefkat duygusuyla birlikte kalp açılıyor. Artık bu seviyede hem kendimize hem de başkalarına daha fazla şefkat duymaya başlıyoruz.

Shaktinin dönüştürücü gücü sayesinde hiçbir işe yaramayan duygu, düşünce ve davranış kalıpları çözüldükçe içerdeki bilge ortaya çıkmaya başlıyor.

Shakti içsel temizliğine devam ettikçe duygusal dalgalanmalar yaşasak da sonrasında yüklerimizi biraz daha atıp daha hafifliyoruz. Bu böyle devam ettikçe önceliklerimizin farkına varmaya başlıyoruz. 

Alışkın olmadığımız bu enerji ilk başlarda bizi biraz şaşırtsa da beden arındıkça bu yoğun enerjiye zamanla uyumlanmaya başlıyoruz.

Spiritüel gelişme ve shakti

Shakti asana uygulamasında veya meditasyonda kendini göstermeye başladıkça spiritüellik ve yaratıcılık artıyor. 

En derindeki shakti, antar shakti, meditasyonda derinleşmeye yardımcı oluyor. Yoga yaptıkça bedeni parçalara ayırıp, zihni bütünlemeye başlıyoruz. En sonunda beden, zihin ve kalp bütünleşiyor. 

Taktığımız maskeleri çıkardıkça gerçekte kim olduğumuzu ve yaşam amacımızı fark etmeye başlıyoruz. Hâlâ maskeli dolaşmaya devam edenleri çevremizden elemeye başlıyoruz. Yakınımızdaki insan sayısı azalsa da geride kalanlarla spiritüel gelişim yolunda birlikte yürümeye devam ediyoruz. Böyle böyle niyet güçleniyor. 

Yoga asanalar, bedeni hizaya sokarak fiziksel duruşu iyileştiriyor. Ancak yoga asanaların ve nefes çalışmasının gerçek amacı prana shaktiyi arttırarak zihne ulaşmak. Prana shakti arttıkça bize ait olmayan düşünce kalıplarını ve duyguları fark etmeye başlıyoruz. Prana ve zihin (chitta) birbiriyle çatışmak yerine birbirini besliyor ve cit shakti (içsel bilgelik) sayesinde zihinde dönüşüm başlıyor.

Niyetin güçlenmesiyle birlikte bize sunulan yaşamı değil kendi istediğimiz yaşamı yaşamaya başlıyoruz. En derindeki arzularımız gerçekleşmeye başlıyor. 

Kök çakrada olduğu kabul edilen kundalini enerjisinin uyanmasıyla bilinç dönüşmeye başlıyor.

Hatha Yoga Pradipika shakti olmadan özgürleşmenin olmayacağını yazıyor: ‘Bir kapının anahtarla açılması gibi, yogi özgürlüğün kapısını kundaliniyi uyandırarak açar.’ (3) Shakti kök çakradan çıkıp  taç çakradaki Shiva’yla birleşip kundalini enerjisi için yol açarlar.

Bedenin, zihnin ve kalbin dönüşmesi için enerji gerekiyor ve değişimin yönünü belirleyebilmek içinse zihin açıklığı. İşte prana shakti bu.

  1. Kausitaki Upanishad, Upanishadlar, Türkiye İş Bankası Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, Sanskrit aslından çeviren Korhan Kaya, Mart 2011, 11. Baskı  
  2. ‘Bir Yoginin Otobiyografisi’ Paramahansa Yogananda, Klan Yayınları, 2008
  3. ‘Hatha Yoga Pradipika’, Svatmarama, Çeviri ve yorum Bora Ercan, Okyanus Yayınları, Sayfa 125, 2017 

Banu Çadırcı, Yoga Terapist, C-IAYT

E-RYT 500, YACEP ®

www.banucadirci.com

Banu kurumsal yaşamda çalışırken işin stresinden kurutulmak için 2000 yılında yogaya başladı. 2004 yılında kurumsal yaşamı tamamen bırakıp sadece yoga yapmaya başladı. 2006 yılından beri sadece yoga uzmanlığı yapıyor. Yoga terapi alanında ilerlemek isteyen uzmanlar için uzmanlaşma programları düzenleyen Banu, 2015 yılından beri Yoga Terapist olarak çalışıyor. Yoga Terapi konusunda çalışan ve uzmanlaşma programı düzenleyen pek çok uzmana ilham kaynağı oldu.

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir