Yeni üyelere özel fırsatlardan yararlanmak ve tüm içeriklere erişim için bugün kayıt olun! Kayıt ol>

Probiyotikler yeterli miktarda uygulandığında konakçıya sağlık yararları sağlayan canlı mikroorganizmalardır. Probiyotiklerin cilt sağlığı üzerinde önemli faydaları son yıllarda daha fazla dikkat çekmiştir.

Vücut yüzeyinde veya içinde doğal olarak bulunan mikroorganizmalara mikrobiyota denir. Cilt mikrobiyotası; ciltte rutin olarak bulunan ve komensal olarak kabul edilen yerleşik mikroorganizmaları içerir, patojenlerle rekabet ederek ve bağışıklık sistemiyle yakın iletişim kurarak koruma ve biyolojik bariyer sağlayarak sağlıklı cildin korunmasında önemli bir rol oynar, konak epitel hücreleri ve doğuştan ve edinilmiş bağışıklık sistemiyle etkileşim hâlindedir. Bu etkileşim, patojenlerin büyümesini engellemenin yanı sıra, bağışıklık sistemini zararlı mikroorganizmalara karşı eğitir.

Cilt mikrobiyotası, mikroorganizmaların türü, bolluğu ve dağılımı gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Bu mikrofloranın sağlıklı dengesi, cilt sağlığı için son derece önemlidir. Ancak, kutanöz mikrofloradaki dengesizlik, enfeksiyonların yanı sıra, inflamasyon, cilt yaşlanması ve çeşitli dermatolojik hastalıkların gelişimine yol açabilir, enfeksiyöz ve enfeksiyöz olmayan birçok hastalığa zemin hazırlayabilir. Probiyotikler; ciltteki mikrobiyal dengenin korunmasına yardımcı olur, inflamasyonu azaltır ve akne, egzama gibi cilt problemlerinin iyileşmesine katkı sağlar. Probiyotikler, ciltteki mikrobiyal dengenin korunmasına yardımcı olmanın yanısıra, cilt bariyerini güçlendirir ve iltihaplanmayı azaltır. Ayrıca, bazı çalışmalar, probiyotiklerin UV ışınlarının neden olduğu hasarı ve cilt yaşlanmasının belirtilerini azaltabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, cilt bakım endüstrisinde probiyotik içeren ürünler giderek daha popüler hale gelmektedir.

Cilt ve bağırsak mikrobiyotasının sağlıklı dengesi hem cilt sağlığı hem de genel sağlık için kritik bir öneme sahiptir. Bağırsak mikrobiyotasındaki değişiklikler, bağırsak geçirgenliğini artırarak ciltte sistemik ve lokal iltihabı tetikleyebilir. Bu bağlamda, bağırsak mikrobiyotası, akne gibi kutanöz inflamatuar unsurlar ve depresyon, anksiyete gibi psikolojik durumlarla “bağırsak-beyin-cilt” ekseni aracılığıyla ilişkilidir. Probiyotikler, bağırsak geçirgenliğini düzenleyerek ve proinflamatuar sitokinlerin üretimini engelleyerek bu etkilere karşı koruyucu bir rol oynar.

Son on yılda, dermatoloji alanında oral ve topikal probiyotiklerin rolüne olan ilgi artmıştır. Probiyotiklerin cilt sağlığını iyileştirme potansiyeli, akne, atopik dermatit (AD), foto yaşlanma, sedef hastalığı gibi çeşitli dermatozların tedavisinde kullanılmalarını sağlamıştır. Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi (USFDA), probiyotikleri diyet takviyeleri, yiyecekler, kozmetikler, gıda katkı maddeleri veya ilaçlar gibi çeşitli kategorilere ayırmıştır. Probiyotikler, özellikle cilt bakım ürünlerinde popüler hale gelmiş ve kozmetik alanında da geniş bir pazar payı kazanmıştır.

KAYNAKÇA
https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10389128/
https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC11265726/
https://www.nature.com/articles/s41598-022-13093-5
https://www.nature.com/articles/s41598-023-43336-y
https://dergipark.org.tr/tr/pub/abmyoder/issue/73544/861453?utm_source=chatgpt.co m
https://dergipark.org.tr/tr/pub/aktd/issue/80049/1312140?utm_source=chatgpt.com https://dergipark.org.tr/tr/pub/aktd/issue/80049/1312140 https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10385652/