Yeni üyelere özel fırsatlardan yararlanmak ve tüm içeriklere erişim için bugün kayıt olun! Kayıt ol>

Hayatı:

25 Temmuz 1920’de İngiltere’de varlıklı ve nüfuzlu bir ailenin çocuğu olarak doğan Franklin, 1932-38 yıllarında Batı Londra’daki St. Paul’s Kız Okulu’nda fizik ve kimya üzerine eğitim aldı.

 

Babası daha üst seviyelerde eğitim almasına karşı çıksa da Rosalind’in başarılarından dolayı ikna oldu. 1938’de Newnham College’a kaydoldu ve 1941’de mezun oldu. Ancak bu dönemlerde kadınlara lisans/yüksek lisans derecesi verilmiyordu. Sonrasında iptal edilen bu uygulama sonucunda Rosalind Franklin 1947’de lisans derecesini aldı. Genç yaşına birçok başarı sığdıran, çok çalışkan olduğu bilenen Franklin; 1956 yılında yumurtalık kanseri olduğunu öğrendi. Son iki yılını ailesi ve arkadaşlarıyla nekahet dönemi geçirdi. Ancak çalışmayı da asla bırakmadı. Öyle ki 1957

‘de 7 tane makale yayınladı. Hastalığının nedeninin uzun süre X-ray ışınlarına maruz kalmasından kaynaklandığı düşünülen fakat kesin bir tanı koyulamayan Franklin, 16 Nisan 1958’de Londra’da hayata veda etti.

 

Çalışmaları:

Kömür ve Karbon Üzerine Çalışmaları;

1941’de İngiliz Kömür Kullanımı Araştırma Derneği (BCURA)’da çalışmaya başladı (o dönemde BCURA’da istihdam edilen birkaç kadın bilim insanından biriydi.). Franklin burada kömürün gözenekliliği ve yoğunluğu hakkında araştırmalar yaptı. BCURA’da 4 yıl çalışan Franklin, 1945’te fizikokimya alanında doktora derecesini aldı. 1947’de üniversiteden Fransız arkadaşı Adrienne’nin de yardımıyla Paris Devlet Kimya Hizmetleri Merkez Laboratuvarında (Laboratoire Central des Services Chimiques de l’Etat) çalışmalarına devam etti. Burada X ışınları kristalografi yöntemi üzerinde çalışan Franklin bu yöntemi, kömürün grafite dönüştükten sonraki halinde atomların dizilişini belirlemede kullandı.

DNA çift sarmalı Üzerine Çalışmaları;

1951’de King’s College’de John Randall’ın ekibinde çalışmaya başladı. Randall, Franklin’den DNA yapısının üzerinde çalışmasını istedi. Ve aynı alanda çalışan ekip arkadaşı Maurice Wilkins ile tanıştı. Franklin ve Wilkins çalışmalar sonucunda DNA’nın A ve B olmak üzere iki formu olduğunu keşfetti. 1952’de Franklin, yüksek lisans öğrencisi Raymond Gosling ile DNA’nın çift sarmal bir yapıya sahip olduğunu gösteren ‘Foto 51’ olarak bilinen DNA’nın bir x-ışını kırınım görüntüsünü oluşturdular.

 

Aynı tarihlerde James Watson ve Francis Crick de Cambridge Üniversitesi’nde DNA’nın teorik modeli üzerine çalışmalar yürütüyorlardı.

James Watson 1953 yılının ocak ayında, fikir alışverişinde bulunmak amacıyla Franklin’in yanına geldi. Franklin ile yaşadıkları tartışmadan sonra Wilkins, yanına gelen Watson’a Franklin’in izni olmadan Franklin’in çekmiş olduğu en önemli DNA fotoğraflarından biri olan “51. fotoğraf” isimli numuneyi gösterdi. İkili Sarmal kitabında fotoğrafı gördüğü anı “ağzım açık kaldı ve kalbim hızlı atmaya başladı” şeklinde ifade eden Watson, ziyaretinde beklediğinden de fazla bilgi alarak Cambridge’e geri döndü.

DNA yapısı üzerine makale yazmaya başlayan Franklin, Crick ve Watson’ın modellerini tamamlamalarından bir gün önce 6 Mart 1953 tarihinde “Acta Crystallographica” dergisinde yayınlandı.

7 Mart 1953 tarihinde DNA modelleri üzerine çalışmalarını tamamlayan Watson ve Crick Nature dergisinde yayınladı. Watson ve Crick yayınladıkları makalelerine “Franklin ve Wilkins’in yayınlanmayan katkılarından gelen genel bilginin teşvikiyle” ifadesini dipnot olarak kullandılar. Franklin ve Gosling, aynı 1953 tarihli Nature sayısında da modellerini yayınladılar ancak makaleleri Watson ve Crick’inkinden sonra alındı.

RNA’nın yapısı ve virüs üzerine çalışmaları;

1953 yılı mart ayında King’s College bünyesinden ayrıldı ve ünlü bir kristolograf olan J. D. Bernal ile Birckbeck College’da çalışmaya başladı. Burada kendi araştırma grubunu kurarak RNA’nın yapısı ve tütün mozaik virüsü üzerine çalışmalarını sürdüren Franklin, bu alanda da başarı göstererek birçok makale yayınladı. X-ışını kristalografisini kullanarak RNA virüsü, Tütün Mozaik Virüsü (TMV) ve ayrıca şalgam sarı mozaik virüsü ve çocuk felci virüsü üzerinde çalıştı. Özellikle, kırınım modellerinin analizi yoluyla, RNA’nın TMV’nin protein kaplamasının içine gömülü olduğunu gösterdi. Burada çalıştığı süre boyunca kömür ve virüs yapısı üzerine çalışmalarını sunmak için dünyayı dolaştı.

Genç yaşta yaşamını yitiren Franklin, daha sonra yapılacak DNA’nın yapısının keşfinin kime ait olduğu hakkındaki tartışmalardan habersizdi. 1962 yılında, Franklin’in ölümünün üzerinden 4 yıl geçmesinin ardından Watson ve Crick, DNA’nın yapısını keşfetmeleri sebebiyle Nobel Fizyoloji ve Tıp ödülünü aldı. Nobel ödüllerinin kural gereği yaşayan kişilere verilmesinden dolayı Franklin’in ödülde ismi geçmedi. Wilkins ise DNA kırınım çalışmalarını başlattığı için bu ödüle dâhil edilmedi. Watson ve Crick Nobel ödül töreninde yaptıkları konuşmada ödülü almalarında yapıtaşı olan Franklin’in adından bahsetmedi. Wilkins ise daha sonra Franklin’e katkılarından dolayı teşekkür etti.

Sonuç olarak; DNA’nın çift sarmal olduğunun keşfinde asıl isim arka planda kaldı. Bunun nedenlerinin nelere dayandığını siz okuyucularımıza bırakıyor, bilimin karanlık tarafında yer alan intihal vakalarını görmezden gelmemek gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyor, sözlerimi Rosalind Franklin’in sözleriyle bitirmek istiyorum:

Bilim ve gündelik hayat birbirinden ayrılamaz ve ayrılmamalıdır. Bana göre bilim, hayatın kısmi bir açıklamasını yapıyor. (Science and everyday life cannot and should not be separated. Science, for me, gives a partial explanation of life.)”

 

Referanslar:

  1. Rosalind Franklin, yazar ve yayın tarihi belirtilmedi, 18.03.22 tarihinde https://www.rosalindfranklin.edu/rf100/? utm_source=canva&utm_medium=iframely adresinden erişildi.
  2. Rosalind Franklin, DR. SUMBUL JAWED KHAN, 24.02.21, 18.03.22 tarihinde https://medium.com/sciillustrate-stories/rosalind-franklin-96c05a94f826 adresinden erişildi.
  3. Rosalind Franklin, Britannica Ansiklopedisi editörleri tarafından yazıldı, yayın tarihi belirtilmedi, 18.03.22 tarihinde https://www.britannica.com/biography/Rosalind-Franklin adresinden erişildi.
  4. “DNA’nın Karanlık Leydisi” Rosalind FRANKLIN, yazar belirtilmedi, 08.02.21, 18.03.22 tarihinde https://inovax.net/inovax/2021/02/dnanin-karanlik-leydisi-rosalind-franklin/ adresinden erişildi.
  5. Bilimde cinsiyetçilik: Watson ve Crick gerçekten Franklin’in bilgilerini çaldı mı?, Matthew Cobb, 23.06.15, 18.03.22 tarihinde https://www.theguardian.com/science/2015/jun/23/sexism-in-science-did-watson-and-crickreally-steal-rosalind-franklins-data adresnden erişildi.
  6. Rosalind Franklin, yazar ve yayın tarihi belirtilmedi, 18.03.22 tarihinde https://www.whatisbiotechnology.org/index.php/people/summary/Franklin adresinden erişildi.
  7. Rosalind Elsie Franklin, yazar ve yayın tarihi belirtilmedi, 18.03.22 tarihinde https://www.sdsc.edu/ScienceWomen/franklin.html adresinden erişildi.

 

Yazar: Medine Ahsen Ağır[1]

 

[1] Erciyes Üniversitesi Mustafa Kılıçer Eczacılık Fakültesi 3.sınıf öğrencisi. EB- Kampüs Yönetim Komisyonu Üyesi.

agirmedineahsen@gmail.com

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir