Yeni üyelere özel fırsatlardan yararlanmak ve tüm içeriklere erişim için bugün kayıt olun! Kayıt ol>

Eczacılık, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana var olan bir meslektir. Hastalıkların tedavisi, sağlığın korunması ve  ilaçların hazırlanması için en ilkel yollardan, sayısız denemelerden ve bitmek bilmeyen araştırmaların ardından mesleğimiz bugünkü haline ulaşmıştır. Eczacılık, zamanla hem bilimsel hem de teknolojik gelişmelerin ışığında evrilmiş, eski şifalı bitkilerden modern biyoteknolojik tedavilere kadar oldukça geniş bir alana yayılmıştır.  Bu yazımızda siz değerli okurlarımızla  eczacılığın tarihindeki bu kilometre taşlarına daha yakından bakacak, karşımıza çıkan büyük isimlerin ve dönüm noktalarının etkileyici izlerini göreceğiz. Keyifli okumalar dilerim…

Yazılı eczacılık pratiğinin başlangıcının ilk işareti M.Ö. 2600 yılında Antik Sümer’de bulunmuş ilk yazılı eczacılık reçetesidir. M.Ö. 1500 yılında  ise Antik Mısırlılar, bitkisel tedaviler de dahil olmak üzere eczacılık uygulamaları geliştirmiş ve tıbbın erken temellerini atmışlardır. Şimdi yaklaşık 1500 yıl ileri, M.S 40 yılına gidelim. [1]

Dioscorides Pedanius,  M.S. 1. Yüzyılda  bugünkü Adana’ya yakın bir şehir olan Anazarbus’da yaşamış ve çoğu kişiye göre başlıktaki sorumuzun cevabı olarak nitelendirilen hekim ve farmakoloji bilgini olmuştur. Roma İmparatorluğu’nda tıp ve eczacılık üzerine orduya verdiği hizmetlerle tanınmıştır. Modern botanik biliminin de kurucusu olarak kabul edilen Dioscorides yazdığı  ‘De Materia Medica’ eseriyle mesleğimizin ileri gelen isimlerine yüzyıllar boyu ilham kaynağı olmuştur. Kitap, kokulu bitkiler, yağlar, merhemler, ağaçlar, süt mamulleri, kökler, otlar, şaraplar ve anorganik maddeler başlıklarıyla beşe ayrılmıştır. Tedavi için kullanılan bitkilerin çoğu Anadolu ve Akdeniz bölgesindendir. [2]

150 yıl kadar ileri gittiğimizde eczacılık tarihinde çok büyük bir etki bırakan, yine Roma İmparatorluğu’nda hekimlik ve kendi hazırladığı ilaç formülasyonlarıyla eczacılık yapmış  Bergamalı Galen’e rastlamaktayız. Galen, Markus Aurelius da dahil olmak üzere  birçok aristokrat ve imparatorun hekimi olarak önemli bir figürdür. Soylu bir babanın oğlu olan Galen çocukluk yıllarından beri  nitelikli bir eğitim almış, zengin bir farmakope oluşturmak amacıyla çeşitli yerleri ziyaret etmiştir. Hastalıkları tehşis ettikten sonra bitkisel ve hayvansal ürünlerle o hastalığın ilaçlarını hazırlamış, gerekirse ilaçların kombinasyonlarıyla etkili tedavi yöntemleri geliştirmiştir. Galen’in bu eczacılık uygulamaları, uzun süre batı dünyasında tıbbi pratiklerin temelini oluşturmuş ve ilaçların doğru bir şekilde hazırlanıp kullanılması adına önemli ilkeler belirlemiştir. [3]

  1. yüzyıla geldiğimizde İslam aleminin altın çağının en önemli doktorlarından, astronomlarından, düşünürlerinden,  yazarlarından ve bilginlerinden biri olarak kabul edilen erken tıbbın babası olarak bilinen İbn Sina eczacılık mesleğine büyük katkılar vermiştir. İbn Sina’nın en ünlü eseri olan “Kanun Fi’t-Tıbb” (Tıbbın Kanunu), hem Batı hem de Doğu dünyasında yüzyıllar boyunca başvurulan bir kaynak olmuştur . [4] Tıbbın ve ilaçların temel ilkeleri hakkında kapsamlı bilgilerin yanı sıra farmakolojik tedavi yöntemlerini, ilaçların özelliklerini, etkilerini ve kullanımlarını ayrıntılı bir şekilde açıklamıştır. İbn Sina, ilaçların bireysel özellikler ve dozaj bilgileri konusunda önemli bilgiler sunmuş.  Bu yaklaşım, modern eczacılığın bireyselleştirilmiş tedavi prensiplerinin

temellerindendir. Tıbbı ve eczacılığı birbirini tamamlayan iki disiplin olarak görmüş ve aralarındaki bağı güçlendirmiştir. [5]

Paracelsus, 1493 yılında İsviçre’de doğmuş ve 16. Yüzyılın en önemli doktorlarından biri olmasının yanı sıra farmakolojinin babasıdır. Günün tedavi şekline, otoritelerin tıbbi kuramlarına karşı çıkmış ve bunun sonucunda, çılgın tavırlarıyla, bir tür sembole dönüşmüştür. İbn-i Sina, Hipokrates ve Galen gibi öncülerin kitaplarını halkın gözü önünde yakarak geleneksel tıbbı bitirdiğinin mesajını vermiştir. Paracelsus modern tıbbın yanında, modern farmakolojinin de kurucusu olarak nitelendirilir. Bitkisel ve hayvansal ürünler yerine  civa, kükürt ve arsenik gibi mineralleri, hastalıkların tedavisinde kullanmayı önermiştir. Bu yaklaşım, onun tıbbın ve eczacılığın kimyasal temellere dayanan modern anlayışını şekillendiren ilk adımlardan biridir. Paracelsus, ilaçların dozajının çok önemli olduğunu savunmuş ve “zehri doz yapar” (The dose makes the poison) diyerek bugünün farmakolojisinin en temel ilkelerinden  birini oluşturmuştur. Geleneksel Galenik sistemde, ilaçlar daha çok reçeteler üzerinden hazırlanırken, Paracelsus deneyler yaparak ilaçların etkinliğini ölçmeye çalışmış ve bu süreci daha bilimsel hale getirmiştir. [6]

Eczacılığın tarihi, sağlık ve tedaviye olan sürekli ilgi ve araştırmaların bir yansımasıdır. Dioscorides’ten Galen’e, İbn Sina’dan Paracelsus’a kadar birçok bilim insanı, bu mesleğin temellerini atmış ve geliştirmiştir. Her biri, ilaçların hazırlanmasından tedavi yöntemlerinin bilimsel temellere oturtulmasına kadar çeşitli alanlarda büyük adımlar atmıştır. Modern eczacılığın şekillenmesinde bu büyük isimlerin mirası, bugün, yüzyıllar sonra bile en önemli referans kaynağımızdır. Eczacılık, alanı çok geniş bir disiplindir. Kendi fikrimce bu disiplinin tek bir kurucusu veya’ babası’ olması imkansızdır. Her biri birbirini tamamlayan, daha da ileri götüren,  birbirine ilham veren öncülerin çalışmalarının bir bütünüdür Eczacılık…

Kaynakça:

1- John K. Borchardt (2002). “İlaç Tedavisinin Başlangıçları: Antik Mezopotamya Tıbbı”. İlaç Haberleri ve Perspektifleri . 15 (3): 187– 192. doi : 10.1358/dnp.2002.15.3.840015 . ISSN  0214-0934 . PMID  12677263

2- Sneader, Walter (2005-10-31). İlaç Keşfi: Bir Tarih . John Wiley & Sons. ISBN 9780470015520.

3- Debru, Armelle (1997). Galen on Pharmacology: Philosophy, History, and Medicine : Proceedings of the Vth International Galen Colloquium, Lille, 16-18 March 1995 (Fransızca). BRILL. ISBN 978-90-04-10403-7.

4- D. Craig Brater and Walter J. Daly (2000), “Clinical pharmacology in the Middle Ages: Principles that presage the 21st century”, Clinical Pharmacology & Therapeutics 67 (5), p. 447-450 [448].

5- Levey M. (1973), Erken Arap Farmakolojisi , EJ Brill; Leiden.

6- Lund F.B. Paracelsus. Ann. Surg. 1931;94(October (4)):548–561. doi: 10.1097/00000658-193110000-00009