Eczacılar Burada Platformu olarak bu Pazar Film Kulübü’müzde yine çok özel bir konuğa ev sahipliği yapmaya hazırlanıyoruz. Cemal Ener. 

1959’da Adana’da başlayan hayatı önce Avusturya Lisesi ile İstanbul’a uzanmış sonra da felsefe ve iletişim bilimleri eğitimini alacağı Viyana Üniversitesi’ne. Kafka, Roth, Handke, Kraus, Schlink, Kehlmann, Oflaum, Dinev gibi yazarların çevirilerini yapan Ener 2010’da Tarabya Çeviri Teşvik Ödülü’nü almış.

Halen çevirmenlik yapmaya devam eden Cemal Ener, hem fiziksel hem de algının sınırlarında yaptığı bu yolculukların getirdiği birikimle “Arıza Filmler’i” konuşmak için 21 Mart Pazar günü saat 17.30’da bizlerle olacak.

Gelin “Arıza” kavramına Cemal Ener’in kaleminden bir bakalım:

“Sinema için “yedinci sanat” denir ya da sanatların en genci. Bu tür genel geçer sınıflandırmaların,  film seyircisinin bakışına, kavrayışına ve yorum gücüne herhangi bir katkı sağlamayacağını bir kenara bıraksak bile, 20. yüzyılın başlarındaki emekleme döneminden bu yana, sinemanın da artık oldukça uzun bir geçmişi olduğunu kabul etmeliyiz. Bu süre bir tür “ kanonik sinema dili” oluşturmak, yani kurallarını hatta yasalarını oluşturmuş hakim bir sinema dili kurmak için yeterli bir süredir.

Yasaların kemikleşerek “doğal” görünen bir hakimiyet sağladıkları her alanda olduğu gibi, sinemada da böyle bir gelişme sakıncalıdır, zira seyircide alışkanlıklar yaratarak onun eleştirel bakışını köreltir. Bu sarmaldan çıkışın yolu “arızadan” geçer.

Bir aracın, sözgelimi bir otomobilin işleyişinin doğal bir süreç değil, zaman içinde giderek mükemmelleştirilmiş bir tasarımın sonucu olduğunu anlamak için, önce o aracın arızalanması, yani peşinen beklenen işlevini yerine getiremez olması gerekir. O zaman aracın “içine”, yani motoruna veya başka aksamlarına bakmaya başlarız.

Sinemanın geçmiş ve güncel pratiğindeki “#arıza” anlarına bakmak, her zaman yoruma yeni perspektifler kazandıran çok verimli çalışmalara kapı aralayacaktır.”