Yeni üyelere özel fırsatlardan yararlanmak ve tüm içeriklere erişim için bugün kayıt olun! Kayıt ol>

Merhabalar sevgili takipçilerimiz. Eczacılar Burada Platformu olarak hepinize iyi haftalar diliyoruz. ‘Öğrenciler Soruyor Profesyoneller Cevaplıyor’ serimizin yeni etkinliğinde Abdi İbrahim CEO’su Sayın Süha Taşpolatoğlu’nu ağırladık. ‘İlaç Endüstrisine Bakış’ adlı etkinliğimizde Süha Bey’in ilaç endüstrisi hakkındaki tecrübelerin ve bilgilerinden faydalanmakla kalmayıp sorularımızı da bizzat sorma fırsatı bulduk. Sizinle bu güzel etkinliğimize dair notları paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Keyifli okumalar…

‘’Bir işi iyi yapabilmenin tek yolu yaptığınız işi sevmektir’’. Steve Jobs’a ait olan bu söz Süha Bey’in sunumu boyunca vurguladığı en önemli noktaya atıfta bulunuyor. Kendisi de bir Tıp fakültesi mezunu olan Süha Taşpolatoğlu, genelin aksine tıp doktoru olarak çalışmak yerine kariyerini ilaç endüstrisinde şekillendirmeyi tercih etmiş ve şu anda Türkiye’nin en önde gelen ilaç firması Abdi İbrahim’de CEO’luk görevini üstlenmekte. Kendi hayatını bu söze göre şekillendiren Süha Bey’in bize bu konudaki tecrübelerini aktarması şüphesiz bizim için çok değerliydi.

İlaç sektörünün Türkiye’deki konumuna değinen Süha Taşpolatoğlu ülkemizde özgün ilaç, özgün molekül geliştirmede eksikliklerin olduğunu fakat buna rağmen Türkiye’nin dünya ilaç pazarında önemli bir yere sahip olduğunu vurguluyor. Ayrıca ilaç sektöründeki yatırımların arttığını belirten Taşpolatoğlu sektörün ülkemizde giderek gelişeceğinden yana umutlu.

Son zamanlarda dünya ve Türkiye ilaç pazarında biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi ve bu yöndeki araştırmaların ilerletilmesi yönünde ilginin arttığı görülmektedir. Hızla gelişen bu dalda Abdi İbrahim’in sektörden geri kalmayarak çalışmalarını ilerlettiğini Süha Bey’in özellikle vurguladığını söylemekte fayda var.

Abdi İbrahim’in ‘’ Hayatı geliştirmek, geleceği iyileştirmek’’ üzerine kurulu mottosundan bahseden Taşpolatoğlu, şirketin Türkiye’ de ilaç sektörünün her yönüyle en başında gelen şirketlerinden biri olduğunu ve uluslararası alanda da adından fazlasıyla söz ettirdiğini verilerle açıklıyor. Halk sağlığı ve insan odaklı ilaç politikaları kadar sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk projeleriyle de dikkat çeken Abdi İbrahim, hiç şüphesiz nasıl bu kadar başarılı bir şirket olduğunu bizlere kanıtlıyor.

Sunumunda en son eczacıların ilaç firmalarında çalışabileceği departmanlardan ve bu departmanlarda eczacıların üstlendiği sorumluluklardan bahseden Taşpolatoğlu biz öğrenciler için kariyer hedeflemede yardımcı olabilecek çok değerli bilgiler paylaşıp sunumunu bitiriyor.

Biraz da Sayın Taşolatoğlu’na yöneltilen sorulardan ve konuşmacımızın bu sorulara verdiği yanıtlardan bazı kesitler paylaşmak istiyorum:

-Satış pazarlama teşkilatı bulunmayan ülkelerde yeni iş modellerini nasıl oluşturmayı planlıyorsunuz?

Yurt dışında aynı ARGE de olduğu gibi satış ve pazarlamada da yeterli altyapı ve donanımlı yetişmiş çalışana sahip olduklarını belirten Taşpolatoğlu çoğunlukla yurtdışında müstahzar odaklı pazarlamada Türkiye’deki politikalarını uyguladıklarını ancak Almanya gibi etken madde ve molekül bazlı pazarlamanın yaygın olduğu ülkelerde farklı türden uygulamalara gittiklerini açıklıyor.

-Yeni mezun eczacıların ilaç şirketlerinde hangi departmanlarda daha etkin rol alması gerektiği hakkında önerileriniz nelerdir?

Öncelikle kişinin sevdiği işi yapması esasına tekrar değinen konuşmacımız ilaç sektöründe çalışmak isteyenlerin kendi yetenek ve ilgilerine göre departman seçmeleri gerektiğini, bunun yanında ARGE, farmakovijilans ve ruhsatlandırma departmanlarının son zamanlarda giderek yükseldiğini ve bu durumun eczacılar için önemli bir fırsat olduğunu vurguluyor.

-Teknolojinin gelişmesiyle beraber epigenetikteki gelişmeler ve kişisel tıpa olan etkilerini nasıl değerlendirirsiniz?

Eczacının kişiselleştirilmiş tıp ve bu konudaki tedavi ilkelerini uygulama konusundaki rollerine değiniyor Süha Bey. ‘Hastalık yoktur, hasta vardır.’ ilkesine bağlı olarak bu konuyu değerlendiren konuşmacımız bu alandaki teknolojilere vurgu yapıyor ve kişiselleştirilmiş tedavinin hangi alanlarda uygulanıp uygulanamayacağı hakkında bilgiler veriyor.

Bu aşamadan sonra yöneltilen sorular doğrultusunda eczacılık alanında çeşitli biyoteknolojik gelişmeler, nanotaşıyıcı sistemlerin ilaçlarda uygulama alanları, üniversite-sanayi işbirliği hakkında görüşlerini bildirdikten sonra etkinliğimizi bitiriyoruz.

Yazımı tekrar başta belirttiğim ’’Bir işi iyi yapabilmenin tek yolu yaptığınız işi sevmektir’’ sözüyle sonlandırmak istiyorum. Umarım keyif aldığınız bir yazı olmuştur. Sayın Süha Taşpolatoğlu’na teşekkürlerimi sunuyorum. Diğer etkinliklerimizde görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın.

 

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir