Kardiyovasküler Hastalık Vakalarının %50’den Fazlası “Değiştirilebilir Risk Faktörleri” Sebebiyle Meydana Gelir.
2023’te yapılan Avrupa Kardiyoloji Topluluğu (ESC) Kongresinde sunulan yakın zamanda yapılmış bir araştırma, kardiyovasküler hastalık vakalarının %50’den fazlasının beş değiştirilebilir risk faktörüne bağlı olduğunu gösterdi: Vücut kitle endeksi (BMI), sistolik kan basıncı, yüksek yoğunluklu olmayan lipoprotein (HDL) kolesterol, sigara kullanımı ve diyabet.
Araştırmacılar sekiz farklı coğrafi bölgede bulunan 34 farklı ülkede yaşayan 1,518,028 kişiyi (ortalama yaş 54.4, %54.1 kadın) kapsayan 112 kohemden bireysel düzeyde veriler topladı. Araştırmayı takiben 7.3 yılda, 80,596 katılımcıda yeni bir kardiyovasküler hastalık ortaya çıktı; ayrıca 8.7 yılda, 177.369 katılımcı çeşitli sebeplerden vefat etti.
10 yıl içinde dünya popülasyonunda bu beş farklı risk faktörüne bağlı kardiyovasküler hastalık görülme sıklığının kadınlarda %57.2(95% confidence interval [CI]: 52.4–62.1) ve erkeklerde %52.6(95% CI: 49.0–56.1) olduğu görüldü. Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgesinde bu oranlar artarken Kuzey Amerika’da bu oranın düştüğü gözlemlendi.
10 yıl içinde dünya popülasyonunda bu beş farklı risk faktörüne bağlı ölüm oranınınn kadınlarda %22.2 (95% CI: 16.8–27.5) ve erkeklerde %19.1 (95% CI: 14.6–23.6) olduğu görüldü. Asya bölgesinde bu oranlar artarken Batı Avrupa ve Avusturalya’da bu oranın düştüğü gözlemlendi.
BMI ve kardiyovasküler hastalık arasında J tipi bir ilişki, sistolik kan basıncı ve yüksek yoğunluklu olmayan lipoprotein (HDL) kolesterol arasında ise doğrusal bir ilişki görüldü.
Sonuç olarak erken yaşlarda engelleyici önlemler alınması gerektiği görüldü. Makalenin yazarları hızlıca global bir engelleme stratejisinin oluşturulması gerektiğini düşünüyor ancak, kardiyovasküler hastalıklarının birçoğunun sebebini henüz bilmediğimiz de bir gerçek. Bu nedenle, beş geleneksel risk faktörünün hesaba katılmadan kalan riski daha derinlemesine incelemek için finansman ve araştırma yapılmasına yönelik bir çağrı yapılmış.
Özetle; vücut kitle endeksi (BMI), sistolik kan basıncı, yüksek yoğunluklu olmayan lipoprotein (HDL) kolesterol, sigara kullanımı, diyabet faktörleri toplum düzeyinde uygulanacak politikalarla toplum sağlığı üzerinde olumlu değişiklikler sağlanabilir.
Örneğin; Temmuz 2020 tarihinde İngiltere hükümeti “Obeziteyle mücadele: Yetişkinleri ve çocukları daha sağlıklı yaşamlar sürdürmeleri için güçlendirmek.” isimli politikasını yayımladı. Bu politikayla birlikte şeker, yağ, tuz, oranı yüksek gıdaların satın almasını teşvik etmek için yapılan “bir alana bir bedava” gibi kampanyalar kısıtlandı.
Ocak 2023 tarihinde ise Meksika’da sigara içilmesini engellemek için yeni kanunlar getirildi. Sigara reklamları, markaların sponsorluk yapması ve açık alanda sigara içilmesi yasaklandı. Bu yasak ayrıca yakın zamanda popüler olan e-sigaraları da kapsıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2014 yılı ölüm nedeni istatistiklerine göre Türkiye’de ölüme sebep olan altı hastalıktan yüzde 40.4 ‘ü dolaşım sistemi hastalıkları olarak açıklanmıştır.
Dünyada görülen örnekler, bizim ülkemizde de bu politikalara benzer uygulamalar yapmamız gerektiğini göstermektedir. Burada da eczacılara büyük görevler düşmektedir. Halka çok yakın konumda olan eczacıların görevi, hastaları sağlıklı yaşam ve doğru ilaç kullanımı konusunda bilgilendirmektir.
KAYNAK
https://www.gktoday.in/mexico-imposes-one-of-the-worlds-strictest-anti-smoking-laws/