Yeni üyelere özel fırsatlardan yararlanmak ve tüm içeriklere erişim için bugün kayıt olun! Kayıt ol>

Gece Yarısı Kütüphanesi’ eseri üzerine…

Merhaba sevgili okurlarımız, bugün uzun zamandır üzerine konuşmak istediğim ve 2024’ün de en çok okunan kitaplar listesine girmiş olan bir kitapla karşınızdayım: Gece Yarısı Kütüphanesi.

Kitabımız, hayattaki seçimlerinden mutsuz olan Nora adındaki genç bir kadının bir gece kendini öldürmeye çalışmasıyla başlıyor. Ancak Nora bu girişiminden sonra kendini okul kütüphanecisi Bayan Elm’in yönettiği bir kütüphanede buluyor.. Bu kütüphane, eğer Nora hayattayken daha farklı kararlar vermiş olsaydı hayatının nasıl olacağını anlatan hikayelerle dolu milyonlarca kitap barındırmakta. Kahramanımız bu kütüphanedeki kitapların içine girerek en çok mutlu olacağı hayatı bulmaya çalışıyor.

Kitabı okuduğunuz süre boyunca, Nora’nın hayattayken verdiği önemsiz görünen kararların bile aslında hayatını ne şekilde değiştirdiğini fark ediyorsunuz ve bu kendi hayatınızı düşünmenize sebep oluyor.

Yaşamımız boyunca verdiğimiz kararlar; akşam yemeğinde ne yiyeceğimiz, hangi üniversiteye gideceğimiz, kiminle evleneceğimiz ve daha önemli-önemsiz(!) milyonlarca karar…

Eğer şimdiye kadar verdiğimiz kararlar ve seçtiğimiz yollar farklı olsaydı, hayatımız daha mı iyi olurdu? Sonsuz olasılıklar arasında gezinirken hayatlarımızın çok daha iyi bir versiyonunu bulmak mümkün mü? Yoksa şimdiye kadar verdiğimiz kararlar değişmez bir şekilde geçmişimize işlendi mi?

Kitabın sonuna yaklaştıkça kendi hayatımı daha fazla irdelemeye başladım ve olası hayatlarımızı düşünmek yerine şu an, buradayken yapabileceğimizin en iyisini yapmanın en doğrusu olacağı sonucuna vardım.

Umarım siz de bu kitapta kendinizden bir şeyler bulur ve hayata çok daha farklı bir pencereden bakmaya başlarsınız.