12 Ekim akşamı İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olmuş, farklı sağlık grubu şirketlerinde genel müdürlük yapmış ve daha sonra liderlik birikimini daha geniş kitlelere yaymak için kendi danışmanlık şirketini açan Elif Neşe Çelik ile birlikteydik. Elif Hanım’ın gerçekçi ve bir o kadar da motive edici konuşmasında; kadın olmanın avantaj ve dezavantajlarını öğrendik, başarılı bir kadın, eczacı olma yolunda inancımızı tazeledik.
2022 yılına gelmişken gerek iş dünyasında gerekse günlük yaşantılarımızda artık eşitsizliklerin, adaletsizliklerin ve toplumsal cinsiyet rolleri arasındaki farklılıkların ortadan kalkmış olması gerektiğini düşünüyor insan. Günümüzde bu konularla ilgili farkındalık artmış olsa da bu ayrımların tamamen bittiğini söylemek hayata fazla toz pembe bakmak olur sanırım.
Eğer henüz üyelik kaydınızı yapmadıysanız şimdi tam sırası. Üyelerimize özel avantajlardan faydalanmak, gelişmelerden ve kampanyalardan hemen haberdar olmak ve size maksimum faydayı sağlayabilmek için her geçen gün yenilerini eklediğimiz hizmetlerimizle mesleğinize katkıda bulunmak için
Özellikle lider rollerde gördüğümüz kadınların oraya ulaşana kadar nasıl zorluklar yaşadıklarını, iş dünyasında gerçekten kadın-erkek arasında bir ayrım olup olmadığını Elif Hanım bizlere bunu yaşayan birisi olarak gerçekçi bir dille anlattı. Bu sürede iş hayatında kariyer basamaklarını bir kadın olarak başarılı bir şekilde tırmanmanın zor ama imkansız olmadığını anladık. Her başarıda olduğu gibi cesaret etmek, kendin olmak, inanmak ve asla pes etmemek bu sürecin olmazsa olmazları diyebiliriz.
İş hayatında kadın-erkek ayrımının sadece Türkiye’de değil tüm dünyada aşılamayan bir sorun olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle iş hayatında kariyer basamaklarını tırmanıp yukarıya çıktıkça kadın olmak daha çok sorgulanıyor. Yukarılara çıkan başarılı bir iş kadınının her zaman kendini kanıtlaması gerekiyor. Başarıdaki en ufak bir düşüş veya artış o görevin başında bir kadın yer alıyorsa daha hızlı fark ediliyor, daha çok sorgulanıyor. Çoğu zaman stresli, diken üstünde bir yaşam sürülüyor. Bu ayrımın var olduğunu kabullenip, işimizi kendi tarzımızda en iyi şekilde yapmak, kadın-erkek fark etmeksizin kendi standartlarımızda en iyi olmak bu duruma verilecek en doğru cevap olacaktır.
Elif Hanım’ın da sıkça üstünde durduğu gibi sadece kadın veya sadece erkeğin bulunduğu bir ortamda iş performansı %100 verimli olamaz. Erkek ve kadın çalışanlar arasındaki dengeyi kuran şirketler başarı yolunda bir adım daha önde diyebiliriz. Genellikle erkeklerin pratik zekası ve sonuca hızlı ulaşma kabiliyetleriyle, kadınların karşılaştıkları sorunları daha detaylı incelemeleri ve daha net çözmeleri birleşince verimli bir çalışma ortamı oluşuyor. Bu avantajlara rağmen bunu uygulayan şirket sayısı oldukça az. Kadın çalışan sayısı konusunda daha da ilerlememiz gerekiyor. Özellikle şirketlerin yönetim kurullarına bakıldığında çok az sayıda kadının yer aldığını görüyoruz. Bu durumu önlemek için Belçika, Fransa, İsviçre gibi bazı ülkeler kota uyguluyor. Tabi ki her ülkede kota uygulanmadığı için bu yöntemin yararı da bir noktadan sonra etkisiz hale geliyor.
Lider olma yolunda kadınlara olan önyargı sadece erkeklerde değil maalesef kadınlarda da görülüyor. Bu yüzden bu önyargıları önlemek ve kadın lider sayısını arttırmak için cinsiyet fark etmeksizin herkesin desteğine ihtiyaç var.
Elif Hanım bu yolda ilerlerken kendisini en çok motive eden şeyin başkalarının hayatına pozitif olarak dokunabilmek, liderlik yolunda ilerlemek isteyen gençleri desteklemek olduğunu söyledi. Asansör etkisi gibi üst pozisyonlarda ne kadar çok kadın olursa alt pozisyonlardan da bu yolda ilerlemeye karar veren o kadar çok kadın geliyor. Elif Hanım’ın bizleri destekleyen, kadınların güçlendirilmesi için çaba sarf eden, topluma farkındalık kazandıran başarılı ve sıcakkanlı birisi olması kariyer basamaklarını tırmanma konusunda motivasyonumuzu arttırdı.
Kısacası liderlik yolunda ilerleyip, başarılı bir iş kadını, eczacı olmak istiyorsak önce kendi içimizde yer alan önyargıları yenmeliyiz. Bu yolda ne olursa olsun pes etmeden çabalayarak, kendimizi geliştirerek en önemlisi kendimize inanarak ilerlemeliyiz. Elif Hanım’ın da dediği gibi; Cesaret edin, inanın ve hayata geçirin!
EB Kampüs Öğrenci Temsilcisi Mine Nur ÖNER