Sağlıkçı bir aileden geliyor ve sosyal girişimcilik alanında Türkiye’yi ve Dünya’yı yerinden oynatıyor! Türkiye’de ve Dünya’da tüm sınırların ve kalıpların dışında, pür hümanizm içeren şahane bir meslek yaratan Suzan Bayazıt bu motivasyonu nereden buluyor?
Koşu ayakkabılarına gözü takılıyor! Evet, koşmak Suzan Bayazıt’ın büyük bir tutkusu ve her şeyin motivasyonu dersek yanılmayız sanıyorum.
17-Ağustos-2022 akşamımızı renklendiren ve düşünmeye sevk eden Bayazıt, sosyal girişimcilik alanında şahane tanımları ve tecrübeleri ile bizleri 18-Ağustos’a daha güçlü uyandırdı, kesinlikle. Dünyayı ve insanlığı “mesleki” anlamda biraz geçmişten günümüze doğru izlediğimizde, bazı iş alanlarının tükendiğini ve yeni iş alanlarının çılgınca türediğini gözlemlemek mümkün. Kimisini depresif kimisini umut mahkûmu yapan bu “değişim” gerçeği Suzan Bayazıt’ın elinde insanlığın yararına dokunacak HER ŞEY’e dönüşmüş durumda.
Elbette, mütevazılığını elden bırakmayarak ‘Sosyal Girişimcilik’ akımının duayenlerini anmadan geçmedi Bayazıt. Kendi adıma, Dr Frank Hoffmann’ın öyküsünden oldukça etkilendiğimi belirtmek istiyorum. Görme engelli kadınların meme kanserinin tespitinde mükemmel rol oynadığını keşfetmesi ile görme engelli kadın hemşireler yetiştirmeye başlıyor. Hem hastalar kazanıyor hem de bir kesime meslek alanı açılıyor. Almanya’da bu sistem hala uygulanıyor.
Bir sonraki etkinliklerimize katılarak daha fazla “ilham”a ulaşabilirsiniz, biraz daha iştahınızı kabartmak adına; dün gece Ashoka’ya da değindik, GRI standartlarına da. Florence Nightingale ile piknik de yaptık Rahibe Terasa ile empati de…
Bizi çıkardığı bu yolculuğun başında ve sonunda vurguladığı çok önemli bir şey vardı: Sağlık mesleği zaten başlı başına hümanizm üzerine kurulu, sosyal girişimciliği doğal olarak içinde var!
Tabi, bu bizi durdurmadı. Zaten kutsal bir meslek grubunun üyeleri olmak bizleri tembelliğe itmedi. Aksine, fikirler köpürmeye, kabında duramamaya başladı. Bayazıt’ı belki de biraz bunalttık, fikirler ve “nasıl olurlar” yağmuru altında… Şahane samimiyeti ve empati duygusu ile mesleğindeki emin kişiliğini evlerimize taşıdı bir saatlik bile olsa.
Şimdi sıra bize geldi aslına bakarsanız hem ticari bir işletme hem de insanlığa faydası olan bir iş kolu yaratmak zor mu kolay mı diye araştıracak ve düşünecek lüksümüz olmadığını öncelikle kabul etmemiz gerekli. Bu kabul sonrası da hemen çalışmalara başlamalı. Belki bu yazının altında sizlerden gelen fikirleri/projeleri kabaca toplamaya başlayabiliriz. Eczanelerimiz, çalıştığımız kurumlar, sektör, hatta akademi bile, nasıl daha çok sosyal girişimcilik projesi üretir, uygular ve sürdürülebilir kılar?
Haydi benden size birkaç proje örneği gelsin;
Eczanelere geriatrik danışan ziyaretinin zorluğunu hepimiz biliyoruz. Güzel bir yazılım, kullanıcı dostu ve tek tıkla bağlanılabilen bir mobile uygulama, eczacısını evinde gören bir danışan, sorularını sorup güvende hisseden hasta yakını… Kulağa hoş geliyor mu? Uygulamaya üyelik ücreti ile ticari alt yapının sağlanması ve faydacı bir girişim ile genç yazılımcılara yol gösteren bir proje kurulabilir, neden olmasın?
Kısıtlı dağıtım ilaçlarında kullanılan kâğıt reçete onay formlarının, hasta onam formlarının, hekim eğitim setinin kâğıttan dijitale geçme fikri peki? Kâğıt tasarrufumuzu ve çevreye faydamızı tahayyül edebiliyor musunuz?
Haydi öyleyse, hemen düşünün, çılgın fikirlerinizi bize yazın, belki dünyayı değiştiren ve eczacılık mesleğine yeni anlamlar yükleyen bir girişim de biz başlatırız, neden olmasın!
Sevgi ve Sağlık ile…