
Günlük hayatımızda vitaminlerin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruzdur. Bu vitaminleri genelde meyve ve sebzelerden almamız önerilir. Vitamin değerlerimiz daha da düşükse vitamin takviyeleri kullanarak vitamin değerlerimizi yükseltmeye çalışırız. Peki kullandığımız vitaminlerin birbiri ile de ilişkili olduğundan haberdar mıyız? Birlikte kullanılan vitamin formları vücudumuzda ne gibi olumlu değişikliklere sebep oluyor? İşte bu yazımızda birlikte kullanılması vücudumuzda daha olumlu etkilere sebep olacak D vitamini ve K vitamininden bahsedeceğiz. Hadi gelin önce bu vitaminlerimizi kısaca tanıyalım.
D VİTAMİNİ
D vitamini, yağda çözünen bir vitamin ve hormondur. D vitaminleri kalsiferoller olarak da adlandırılırlar. D vitaminleri arasında biyolojik ve kimyasal yönden en önemlileri kolekalsiferol (D3 vitamini) ve ergokalsiferoldür (D2 vitamini). Güneş ışınlarının etkisiyle derimizde bulunan 7-dehidrokolestrol, kolekalsiferol yani vitamin D3’e dönüşür. Kolekalsiferol doğal bir D vitaminidir. Ergokalsiferol (D2 vitamini) bitkisel kaynaklı olup en çok maya ve mantarlarda bulunan ergosterolün güneş ışınlarına maruz kalmasıyla oluşur. D2 vitamini karbon 22 ile karbon 24 arasında çift bağa sahip olması ve karbon 24’te metil grubu içermesiyle D3 vitamininden ayrılır. Bu durum D2 vitaminin biyolojik etkinliğinin D3’e göre 3-10 kat daha az olmasına yol açar.
D vitamininin diğer vitaminlerden farklı yönleri vardır. D vitaminleri ilk olarak; vücutta sentezlenebilirler, deri altında bulunan 7-dehidrokolesterol güneş ışınları ile D3 vitaminine dönüşür. Bitkisel yağlarda bulunan ergosterolde aynı şartlarda D2 vitamini haline dönüşür. İkinci olarak vücutta sadece vitamin olarak değil hormon olarak da görev yaparlar.
D vitamininin metabolizmadaki başlıca görevi intestinal kalsiyum ve fosfor emilimini sağlayarak parathormon ile birlikte organizmanın kalsiyum ve fosfor dengesini düzenlemektir.
K VİTAMİNİ
K vitamini kanın pıhtılaşmasında rol oynayan birçok proteinin fonksiyonu için gerekli olan, yağda çözünen bir vitamindir.
K vitamini ilk olarak kan koagülasyonunda kritik faktör olarak keşfedilmesine rağmen, son 30 yılda yapılan çalışmalarda kemik metabolizmasında koenzim olduğu saptanmıştır.
K vitamini, yapısal olarak benzer, yağda çözünen 2 metil-1,4 naftakinon içeren filokinon (K1), menakinon (K2) ve menadion (K3) yapılarından oluşan bir grubun adıdır. K vitamini ailesinin üyeleri aynı naftakinon yapısına sahip farklı uzunluk ve doymamışlık derecesine sahip alifatik yan zincirler içerir.
Menakinon olarak bilinen K2 vitamini esas olarak kemik ve damar sağlığında rol alır ve bağırsak bakterileri tarafından sentezlenir.
Filokinon olarak bilinen K1 vitamini ise vücudumuzun kanamayı kontrol etmesini kanın pıhtılaşmasını sağlar. Ayrıca vücutta filokinon menakinona dönüşebilir.
Antibiyotik kullanımı ve doğal bağırsak florası bozuk olan kişilerde K2 vitamini üretimi yetersiz olabilir.
K2 vitamini kalsiyumu vücutta dolaştıran çok önemli iki proteini harekete geçirir.
- Osteokalsin proteini: Kemik matriksinde yer alan osteokalsin kalsiyumu kemiklere taşır.
- Matriks GLA proteini: Kalsiyumu arterler ve damarlar gibi yumuşak dokulardan temizler, kalsiyumun bu dokularda birikmesini engellerler. Kalsiyum plağı oluşmasını önleyerek damar tıkanıklığından hem korur hem de tıkanan damarları açar.
Kan koagülasyon proteinleri için düşük seviyede K vitamini seviyesi yeterli iken, osteokalsinin aktif hale gelebilmesi için daha yüksek seviyede K vitamin düzeyine ihtiyaç vardır.
OSTEOKALSİN
Osteokalsin, kollajen yapıda olmayan kalsiyum bağlayıcı bir proteindir. Vitamin K’ya bağlı karboksilasyonu ile 17, 21 ve 24. pozisyonlardaki glutamat kalıntılarından γ-karboksiglutamik asit (Gla) artıkları oluşur. Bu modifikasyon konformasyonel değişime neden olur, proteinin α- halkasal yapıları daha kararlı hale gelir. Bu yapı kalsiyum ve hidroksiapatit için yüksek afinite sağlar.
Osteokalsin sentezi 1,25 OH Vitamin D3 ile uyarılır.
K2 vitamini ise osteokalsinin karboksilasyonunda kofaktör olarak görev alır.
D3 vitamini bağırsaklardan kalsiyum emilimini sağlayarak kandaki kalsiyum seviyemizi arttırır. D3 vitamini osteokalsinin sentezini de uyarır. Osteokalsinin temel görevi ise kanda bulunan kalsiyumu kemiklere taşımaktır. İşte osteokalsinin bu taşıma işlemini uyaran K2 vitaminidir.
D3 ve K2 vitamini birlikte kullanılırsa vücudumuzdaki kalsiyum metabolizması en doğru şekilde düzenlenmiş olacaktır. Vücudumuza sadece D3 vitamini takviyesi yüklersek ve K2 vitaminimiz yetersiz olursa kalsiyum minerali kan dolaşımında artar ama kemiklere geçmeyi başaramaz ve bu durumda kemik sağlığımızı olumsuz etkilerken aynı zamanda kan değerlerimizde kalsiyumun da yükselmesine sebep olacaktır. Bu nedenle kalsiyum metabolizmamızın dengeli bir şekilde çalışması için iki vitamin de çok önemlidir.
Bu konuda yapılan çalışmalarda D3 vitamini ve K2 vitamininin birlikte kullanımının kemik mineralizasyonunu desteklediği kanıtlanmıştır.
Vitamin takviyelerinizi, bitkisel takviyelerinizi kullanmaya başlamadan önce mutlaka doktorunuza ve eczacınıza danışınız. Çünkü kullandığınız ilaçlar ve takviyelerin birbirleri ile olumlu etkileri olduğu gibi olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Ve bu olumsuz etkiler göz ardı edilmemelidir. D3 ve K2 vitamini hakkındaki yazımız burada sona erdi.😊
KAYNAKÇA:
- AKKOYUN. H. T., BAYRAMOĞLU. M., EKİN. S., ÇELEBİ. F., “D Vitamini ve Metabolizma İçin Önemi” Atatürk Üniversitesi Vet. Bil. Derg. 2014; 9(3): 213-219.
- Yavuz. D., Mete. T., Yavuz. R., Altunoğlu. A., “D Vitamini, Kalsiyum & Mineral Metabolizması, D Vitaminin İskelet Dışı Etkileri ve Kronik Böbrek Yetmezliğinde Nutrisyonel D Vitamini Kullanımı” Ankara Med J, 2014, 14(4): 162-171.
- ÖZEN. Ş., HASPOLAT. K., “D Vitamini, Kalsiyum, Kemik Metabolizmasý ve Psikiyatrik Bozukluklar” KLİNİK PSİKİYATRİ 2003;6:102-113.
- Namıduru. E. S., Tarakçıoğlu. M., ” K Vitamini ve Osteoporoz” Gaziantep Tıp Derg 2011;17(1):1-7.